18 Ekim 2010 Pazartesi

" Hayat bazılarına mutsuz olmakla duygusuz olmak arasında tercih hakkı tanır daha fazlasını değil"

13 Ağustos 2010 Cuma


inanılmaz doluyum ama yazamıyorum .parmaklarımla düşüncelerime aynı anda yön veremiyorum.yaşamdan neler istersn neler veriri beklentin farklı aldığın farklı ben herşe y eskisi gibi olsun istiyorum alışkanlıklarla alışılmışlıklarla değişime uğramak sıradan biri olmak istemiyorum beklentilerim karşılık bulduğum günlere dönmek istiyorum ben dönüş yapıyorum çünkü .yine anlamlı bakmak istiyorum hayata yarı küskün yarı kırgın olmak istemiyorum neşem karşımdakinin içine aydınlık versin güneşi kıskandırsın istiyrum .


gözlerim içi parlardıönceden güldüğüm zaman şimsi ise matlık dolu ölü balık gibiyim .belkide yarı ölüyüm tam ölmekle yarı ölmek ne fark ederki .eder bedenin bazen birilerine mutluluk veriri ruhunu görmezler içine bakamzlar yaşam devam ediyor işte herkez ynımda diye sevinçlidir kimileri bilmezk i ruhu hastadır can çekişmektedir gitmekle gitmemek arasında bocalayıp durmaktadır .

yine eskiye döndüm .niye birlkteyim eskiden farkım yoksa neden yaşamktayım .bunu değiştirmek için çabalamak nafile istediğin kadar plan yap nafile çünkü hayat sen planlarlar yaparken sana yaşattıkları ve verdikleridir sen bir şey yapamzsın o verir ve sen alırsın sadece kendi gayatına kendinin yön verdiğini dşünürsn ancak yanılırsın .


ben sadece mutlu olmak istiyorum bunun için burdaydım .onun için gelmiştim .onun yaşama bir kez daha sarılmıştım buda boş çıkacaksa anlamlı olan nedir .hava su, güneş bunlar hep var benimler benim hayatımda herkezin haayatındalar


içim bomboş

11 Ağustos 2010 Çarşamba

aslında evlenmeden önce aşık değildim farkında olmadığım ,hiç yaşamadığım bir duygu seliydi onsuz yaşayamayacağımı düşünerek ve bunu uygulamada yaşayarak anladım sevgi var sevgi vardı .bir insan neden bir insana belli aralıklarla mutlumusun diye sorar merak ediyorum acaba cevap vere bilecek birisi varmı yada birileri .ben bilemiyorum dşünüyorum yanıt çıkmamakta .

23 Temmuz 2010 Cuma

MERHABA ;
Geldim ayağımız tozu ile buralara serildim sivas dolaylarını gezdim gördüm eğlendim .eşimin ailesi ile tanıştım kaynaştım doya doya vakit geçirdim .köyde gezdim kiraz ağacı diktim ,meşe lrle eğlendim .soğuk suların başında kadeh tokuşturanları izledim buzgibi canım acıyana kadar suların içinde kaldım ,pislendim ,çanurlandım ayağıma dikenler battı ama yinede güeldi

Giderken her soğuk suyun başında konakladık .boluda uzun uzun dinlendik arkadaşlarımız eylem mehmet ve tülay ve minik (defnemiz vardı bize eşlik eden)adını hatırlayamadığım bir grup insan daha vardı bize eşlik eden ben tanımıyorum.güzel bir yolculuktu .ankarada mola verdim eşimin abisinde dinlendik dinlenme denilirmi bilinmez ama çünkü 12 de yattık 3 te kalkıp yola çıktık uyuya uyuya gitim belli yere kadar ondan sonrada soğuk su muhabbetleri başladı .ama kısaydı tatilim sevgili patronum çok izin vermedi sezonda olduğumuzdan dolayı 5 gün filan kaldım sonrada malatya üzerinde uçakla geldim 1,5 saatte insan oğlu kuş misali derlerdi pek anlam veremezdim ama şimdi anlıyorum gerçekten insan oğlu kuş misali bir gün orda bir gün burda hatta ulaşım kanallarının kolaylığı ile 1 saat orda bir saat burda denilse dahada güzel olur :)

sonra geldim istanbula bir yogunluğun içine düşü verdim .o kadar mutlu gelmişimki eşimin arkadaşı aldı beni hava alanından eve gelene kadar konuşmuşum farkına daha sonradan varmışım eylem sana gelinlikmi tutturdular böyle bir açıldın susumaz oldun dedi .şaşırdım kendime yani ama güzeldi hemde çokk güzeldi .

30 Haziran 2010 Çarşamba


sevmek eskidenmiş güzelim ,sanki yıllar öncesinden kalan aşkımız bir masalmış bir tanem düşyerine gerçekmiş yaşamam.


sevmek o kadar farklı bir şeyki kokusunu özlemek varlığına hasret kalmak yanındayken bile her saniye sarılıp kendi içine çekecekmiş gibi sarılmak bir bütün olmak .kalp atışlarını hissetmek.inanılmaz bir duygu.......

seviyorum uleynnnnnnnnnn:)))


sevgilimin :)))

12 Haziran 2010 Cumartesi



Ben bal arısı gibiydim senden önce

Bak pervanelere döndüm seni görünce

Yana yana kül olsam her an, yine de senden ayrilamam

Yoluna adadim ömrümü ben sensiz olamam

Yana yana kül olsam her an, yine de senden ayrilamam

Bin yil yasasam yine sana doyamam

Sana gönlümü verdim ey nazli güzel

Seni almazsam gözlerim açik gider

Bana ellerini ver hayat seni sevince güzel

Yoluna adadim ömrümü ben gel kaçma güzel

Bana ellerini ver hayat seni sevince güzel

Sana gönlümü verdim nazli güzel

Sana gönlümü verdim ey nazli güzel

Seni almazsam gözlerim açik gider

Bana ellerini ver hayat seni sevince güzel

Yoluna adadim ömrümü ben gel kaçma güzel

Bana ellerini ver hayat seni sevince güzel

Sana gönlümü verdim nazli güzel

4 Mayıs 2010 Salı

içim bir hoş oldu suya atlarlarken .Kuş uçuyorlar kanatları eksik gibi sadece müthişler

13 Nisan 2010 Salı

güneş açsın yaz gelsin


Yaz gelsin istiyorum artık .üşümekten ve üst üste giyinmekten bıktım artık ayaklarım çıplak sandalet giymek .Bir etek bie bluzle çıkmak istiyorum dışarı çimler de dolaşmak buran buran terlemek ufffff bunaldım demek istiyorum.buz gibi sulara kendimi atmak sudan çıktığımda iliklerime kadar güneşin beni ısıtmasını istiyorum .Ben çok şey istemiyorummmmmmmmmmmm

19 Ocak 2010 Salı

KOKULARIN KARDEŞLİĞİ....



Ev ile yol arasındaki çatışmada geçer hayat; macera ile huzur arasında,
kapıdan geçenin ardından gitmek ile evin içinde duranla durmak arasında... Sonra
gün geliyor, bir kişi çıkıyor ortaya. Hem yolun hem evin oluyor; hem maceran hem
huzurun, kapıdan geçenin ve evde duranın oluyor. Evin içinde bir soluk, yastıkta
bir iz, kendi kokuna karışmış bir koku, yanında durunca farkına bile varmadan
elini tuttuğun biri oluyor. Evin içinde, hiç de 'şiirsel' olmayan bir anda
odadan odaya geçişini seviyorsun misal, onu bilişini seviyorsun, bilinmeyi...
Kokun kokusuna kardeş oluyor ve gün içinde ne olursa ona anlatmayı geçiriyorsun
kafandan daha olurken, her ne oluyorsa. Sonra, günün sonunda onunla kalıyorsun.
Gitmiyorsun. Aşk mı bu şimdi? Sevgi mi? Alışmak mı? Artık onu da pek
önemsemiyorsun...